Tarih // 28 Ekim 2024
Gürültü kirliliği, artık yaygın olarak insan sağlığına yönelik bir tehlike olarak kabul edilmektedir, ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirttiği gibi, diğer çevre kirleticilerine uygulanan yaptırımlar bu alanda uygulanmadığından her geçen gün artmaktadır.
Birçok tür hayvan, eş bulmak veya avcılardan korunmak gibi hayati önem taşıyan işler için sesi kullanmakta ve iletişim kurarken seslerden faydalanmaktadır. Gürültü kirliliğinin bu mesajları duyulamaz hale getirmesi hayvanların üreme veya kaçma yeteneklerini engelleyerek, hayatta kalmalarını ve popülasyonlarının istikrarını tehdit etmektedir.
Biology Letters dergisinde yayınlanan bir çalışmada, gürültü kirliliğinin sadece birçok hayvana zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda 100’den fazla farklı türün yaşamını tehdit ettiğini öne sürmektedir.
Tehdit altında bulunan türler içerisinde; amfibi hayvanlar, eklembacaklılar, kuşlar, balıklar, memeliler, yumuşakçalar ve sürüngenler gibi karada ve suda yaşayan birçok canlı bulunmaktadır.
Gürültü kirliliği, hafif ya da aralıklı olsa bile, avcı türlerin yiyecekleri aramak için daha fazla zaman ve enerji harcamasına neden olarak türün sayısında düşüşü tetiklemektedir. Örneğin, yarasalar ve baykuşlar, ses kirliliğinin avlarının ince seslerini gizlemesi sebebiyle avlanamamaktadır.
Denizcilik, enerji üretimi, inşaat ve diğer faaliyetlerden kaynaklanan su altı gürültüsü, balinalar, yunuslar ve diğer deniz canlıları için bir endişe kaynağı oluşturmaktadır. Araştırmalar bu konuda içgüdüsel olarak mercan resiflerinin seslerine yakınlaşan balık larvalarına dikkat çekmektedir. Sesler ile uygun habitatlar bulan larvaların yolculukları sırasında gemilerden ve diğer insan kaynaklarından çok fazla ses gelmesi durumunda, çoğu balık larvası kaybolabilmekte veya kalitesiz resiflere yaklaşarak ömürleri azalabilmektedir. Ayrıca balinaların da işitme duyularını kaybettikleri gözlemlenmiştir.
Firavun farelerinin yaşadığı bir bölgede bir süre boyunca trafik gürültüsü ve yırtıcıların seslerinin kayıtlarını inceleyerek hayvanların reaksiyonlarına bakan araştırmacılar, araştırmanın sonunda firavun farelerinin trafik gürültüsü sesini duydukça dikkat yeteneklerini kaybettiklerini keşfetmiştir. Trafik gürültüsü duyan hayvanların, yırtıcının titreşimlerine dikkat kesilemediği ve potansiyel tehditlere daha az dikkat ettiği görülmüştür.
Benzer şekilde, gürültü kirliliği, göç yollarındaki ekosistemler için dalgalanmalara neden olarak hayvanların göç yolunu da etkilemektedir. Bunun sebebi bazı göçmen kuşların gürültü kirliliği olan alanlardan kaçınmasıdır. Gürültü kirliliği kuşların yalnızca göç ettikleri yolu değiştirmesine değil, aynı zamanda kurdukları uzun süreli evleri ve yavrularını büyüttükleri yuvalarını da değiştirmesine sebep olmaktadır. Birçok ekosistem ve göç etmeyen tür, göç eden kuşların gelişine bağlı olarak ortaya çıkmıştır ve pek çoğu doğaçlama sapmalar için hazırlıksız olabilir ve ekolojik değişiklikleri tetikleyebilir.
Gürültü kirliliğinin ekosistemde yarattığı hasarı önlemek için bir an önce harekete geçilmezse geri dönüşü olmayan sonuçlar doğacaktır. Bu konuda yapılması gerekenler basit; daha sessiz bir dünya yaratmak..